Riva deresi kıyısında 42 dönüm arazi üzerine kurulu mini bir kasabadayız. Bahar tüm coşkusuyla içimizi ısıtıyor. Yeşilin tüm tonları buranın dört bir yanını sarıp sarmalıyor. Doğal taş yolda ilerlerken ahşap ve taş karışımı yapıların arasında kendimizi bir masalın içinde gibi hissediyoruz. Burada şehre ne kadar yakın olduğumuzu anımsatacak hiçbir şey yok. Burada dilerseniz bir gününüzü 'Daha fazla enerjiye ihtiyacım var' diyorsanız da birkaç gün geçirebilirsiniz.

RUHUNUZU HUZURLA BULUŞTURUN 

İşletme sahipleri Serdar ve Mine İzlem Saruhan çifti , buraya gelen misafirlerini düşünerek tüm ayrıntıları özenle planlamış. Her şey yapaylıktan uzak, olabildiğince doğal. Thuja ağaçlarıyla kaplı yolda ilerlerken Matsu SPA'nın kapısına ulaşıyoruz. Buraya ilk adımımızı attıktan sonra karşımıza çıkan Uzakdoğu heykellerinin hepsini satın alabileceğimizi öğrenmek bizi daha çok heyecanlandırıyor. Bu ilginç fikrin sahibi yine Serdar Saruhan. Uzakdoğu'dan getirdiği eşyaları burada satmaya karar vermiş.Ruhumuzu doğayla doyururken karşımıza çıkan Zen bahçesiyle hayranlığımız bir kez daha artıyor. Dikdörtgen zen havuzunun içinde yer alan bitkiler tüm canlılığı ile suyu renklendiriyor. Nilüfer çiçekleri pembe mi, beyaz mı açacak ? merak ediyoruz. Sert zemin kaplamasında doğal taşlar kullanılmış. Burada yer alan oturma grubunda biraz soluklanıyoruz İçeren bitki çaylarının mis kokusu geliyor.

KENDİNİZE HEDİYE OLSUN

Zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz bile... Güneş batıyor, hava yavaş yavaş kararmaya başlıyor. İstemesek de artık dönme vakti. Şehirden birkaç saatliğine de olsa kaçabilmek bize ilaç gibi geldi. Burası tam anlamıyla her reçetede yer alması gereken doğal bir ilaç. ' Uzakdoğuya gidemedim ' diye üzülmeyin. Şehir merkezinden yarım saatte ulaşabileceğiniz gizli cennet Village Park sizi dört mevsim ağırlamaya hazır. Ruhunuzu dinlendirmek , doğayla doyurmak istiyorsanız kendinize birkaç saati hediye etmelisiniz.